KENDİN OL, MUTLU OL

0 yorum

Bazı insanlarda gördüğümüz garip tuhaf davranışların altında narsisistik bozukluk yatıyor olabilir mi? Başkalarının dikkatini çekmeye çalışan, doyum almaları zor olan bu kişiler yeni kendilik nesnelerini bulmaya çalışıyor olabilir mi?
[Resim: diloyloresim128jx4.jpg]
Kohut, Kendiliğin Çözümlenmesinde (1971) narsisizmin gelişimsel sürecini inceler ve narsisistik yapılar olarak adlandırdığı "büyüklenmeci kendilik" ve "idealize edilmiş / ülküleştirilmiş ebeveyn imagosu" kavramlarını açıklar. Kohut'a göre, bebek, yaşamın doğal koşulları ile zorlanacak, doğduğu andaki ilkel, saf ve mükemmel durumu korumak için narsisistik yapılara sığınacaktır. Kohut, bu noktadan sonra oluşan her şeyi narsisistik gelişim hattı olarak kabul eder. Freud'un nesne sevgisi hattına paralel biçimde ilerleyen bir narsisistik gelişim hattı tanımlar. Narsisistik gelişim hattı üç yol izler: Birinci yolda bebek, "büyüklenmeci kendilik" durumunu kendilik nesnesi ilişkisinde deneyimler. Bu yolda kendilik nesnesi (Kohut'a göre daha çok anne) bebeğin teşhirci narsisistik gereksinimlerinin yansıtılması, içinden geçirilip, geri alındığı bir araçtır. Bebek anneye "ben mükemmelim, sen de bana hayransın" demektedir ve bu yaşantısının anne tarafından aynalanmasını istemektedir. Bebeğin bu büyüklenmeciliğinin bakıcılar tarafından empatik bir yaklaşımla ve sempati ile kabul edilmesi, bu ilkel olgudaki dönüşüm ve değişim için ilk şartıdır. Bu sürecin sonunda çocuğun teşhirci narsisizmi olgun bir düzeye gelir ve kişiliğe öz değer için yaşamsal önemi olan hırslar, tutkular ve amaçlar olarak katılır. Gelişim hattının ikinci yolunda, bebek kaybettiği mükemmeliyeti ülküleştirdiği bir kendilik nesnesi (Kohut'a göre daha çok baba) ile tekrar oluşturmaya çalışır.
Bebek babaya "sen mükemmelsin, ben de senin parçanım" mesajını vermektedir. Kendilik nesnesi, çocuğun ondan beklediği mükemmeliyeti doyurur. Ancak hayal kırıklığı kaçınılmazdır. Çocuk zamanla babanın hatalarını ve eksikliklerini fark edecektir. Bu kez optimal düzeydeki kırılmaların olgunlaştırdığı ülküleştirici narsisizm içselleştirilir ve kendi ideallerini ve değerlerini oluşturmasını sağlar. Üçüncü kendilik nesnesi gereksinimi 'ikizlik' olarak adlandırılıyor ve kardeşleri, arkadaşlar, akranları ile birlikte görkemli olmanın, onlar gibi olmanın, birlikte başarmanın karşılığıdır. Kohut'a göre, narsisistik gelişimin bu üç yolu "beraberce" işlevseldirler. Her bir kişinin yapısal olarak doğuştan sahip olduğu bu kendilik nesnesi işlevi ve gereksinimlerinin yanı sıra üçüncü bir boyut olarak yetenekler ve beceriler yer alır. Belirli bir kişinin bu üç boyutlu kendilik dinamikleri herhangi bir başka kişiye göre çok daha olumsuz olsa bile, yapısal olarak sahip olduğu yetenek ve becerileri "telâfi edici" rol oynayıp zararı önemli ölçüde hafifletebilir.
Narsisistik kişilik özelliği gösteren kişilerin, iki tarafın sınırlarının kabul edildiği, otonom ve olgun bir ilişki yaşamaları pek mümkün olmaz. Narsisist, bir yandan karşı taraftaki insanla güç ve huzur kaynağı olarak özdeşleşip, aidiyet ve birlik duygusunu yaşamak isterken, diğer yandan diğerini kendi uzantısıymış gibi kontrol etmeye çalışabilir, kendisine hayran olunmasını bekler.
Kohut, narsisistik kişilileri şöyle tanımlar: “Kolay incinir, özsaygıları değişken, başarısızlığa, düş kırıklığına ve eleştiriye karşı çok duyarlı. Bu hastaların psikanalitik ortamda belli narsisistik ihtiyaçlarını yeniden yaşatmalarının yani narsisistik aktarım geliştirmelerinin keşfiyle psikanalitik tedavi mümkün olabilir.”
Kendilik kuramına göre narsisistik kişilik tipleri:
1.Ayna açlığı çeken kişiler (Onlara hayran ve onaylayacak kendilik nesnesi arayışı içindelerdir. Başkalarının dikkatini çekmeye çalışırlar. Doyum almaları zordur bu yüzden yeni kendilik nesneleri bulmaya çalışırlar.)
2.Ülküleştirme açlığı çeken kişiler (Kurabildikleri ilişkilerle-kendilerine hayran olan kişilerle- kendilerini değerli olarak yaşantılarlar. İçteki boşluk duygusu yine de doyurulamaz.)
3.Diğer-ben- kişilikler (Kendiliklerinin gerçekliğini onaylayacak kendilik nesneleriyle kurulacak ilişkilere gereksinirler. Uzun ilişkiler kurabilirler ve 2 taraf da karşısındakinin duygularını kendi duyguları gibi yaşarlar. Fakat boşluk duygusu, bir süre sonra ilişkide yabancılaşma yaşanır.)
4.Kaynaşma açlığı çeken kişiler (Kendilik nesnesini denetleme isteği içindeler. Kendilik nesnelerine yoğun gereksinim duyarlar. Kendi düşünce ve eğilimleriyle başkalarınınkini ayırt etmede güçlük çekerler. Ayrılmaya çok duyarlıdır.)
5.İlişkiden kaçınan kişiler (En sık rastlanan ve en az dikkati çeken tip. Sosyal ilişkiden kaçınırlar, fakat başkalarına ve ilişkilerine yoğun gereksinim duyarlar ve reddedilmeye çok duyarlıdırlar.)
Birden fazla kişilik tipine ait özellikler aynı kişide bulunabilir. Narsisistik yapıdaki bir kişi kendilik ve nesneyi birleştirir, birleştirdiği bu ortak yapıyı ilkel bölme savunma mekanizması şişirilmiş kendilik ve aç kendilik olarak böler ve bunları birbirinden ayrı tutmaya çalışır. Bu nedenle narsisistik yapı, patolojik bir kendilik yapılanmasıdır. (Vamık Volkan)
                                          Sirke Dökülmüş Pasta Metaforu


Şişirilmiş Kendilik

(Sirkesiz, büyük, iyi parça)

 

Aç Kendilik

(Sirke dökülmüş, küçük, kötü parça)

Verilen “özellik”

Gerçek Kendilik (Gerçek Çocuk)

Gerçek Nesne (Gerçek Anne)

İdeal Kendilik (Fantezik Çocuk)

İdeal Nesne (Fantezik Anne)

 

B

Ö

L

M

E

 

 

 

Kötü Kendilik (Kötü Fantezik Çocuk)

Kötü Nesne (Kötü Fantezik Anne)

Kıskançlık (Bölüm I)

0 yorum




Kıskançlık duygusunun altında iki temel neden yatmaktadır. Bunlardan biri kişinin başkasında bulunan özellikleri, kendisinde olmadığını fark edip sahip olması gerektiği düşünceyle yaşanılan durumdur. Bazen günlük hayatın içinde sık sık karşılaştığımız, aslında imrenmeye yakın olan bu duygu, kişinin kontrolü doğrultusunda kendisini geliştirebilmesi açısından isterse büyük faydalar sağlayabilmektedir.Örnek olarak, “ Ne kadar başarılı birisin. Bunu çok kıskanıyorum”. Böyle diyen bir kişi, kendini motive ederek, eksik olduğunu düşündüğü bazı özelliklerini artırabilir. Haset ile zaman zaman karıştırılmaktadır. Haset ben de yoksa sende de olmasın düşüncesiyle kendini gösteren bir duygudur.

Kıskançlığın bir diger nedeni ise, ikili ilişkilerde sık sık rastladığımız, kişinin üçüncü bir kişiyi tehdit olarak algılayarak, sevdiği kişiyi kaybetme ve başkasıyla paylaşamama karşısında yaşadığı derin, acılı, çaresizlik durumlarının eşlik ettiği, kimi zaman öfekiyi de içine alan karmaşık bir ruhsal yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla kıskançlık sahip olunan ve sahip olunmayan ile doğrudan ilgilidir. Unutulmamalıdır ki kıskançlık bir duygudur ve diğer tüm duygularımız gibi aşırı olması hem kişiye hem de ilişkilere zarar verebilmektedir. Kıskanan kişi, iç dünyasından kaynaklanan nedenlerle abartılı ve çarpıtılmış algılardan ve yorumlamalardan kaynaklanan içinden çıkamadığı bir duruma düşmektedir.  Kendisine güvenmediği için karşı tarafa güvenmesi son derece zordur.

Normal sınırlar içerisinde, iki taraf içinde rahatsız edici bulunmayan bir kıskançlık kabullenilebilir, fakat kişinin krizlerine neden olan, aşırı  vesvese gibi düşünce obsesyonlarınnın yaşandığı, sürekli takip ve şüphecilik boyutuna gelmiş ve kontrolden çıkmış bir kıskançlık durumunda muhakkak bir uzmandan destek alınmalıdır.

Sıkça sorulan sorulardan biri de, halk arasında yaygın olarak kullanılan ”Seven insan kıskanır” deyiminin doğru olup olmadığıdır. Sevildiğinden emin olmanın ve sadakatin sağlanmasının en iyi yolu sevgidir. İlişki beni ve seni koruyarak, biz olmak demektir. Eşin ya da partnerin sürekli baskı ve kontrol altında tutulmaya çalışılması, bir müddet sonra emniyeti sağlayım derken, ilişkinin yara almasına ve belki de bitmesine kadar gidebilecek sonuçlar doğuracaktır.

VAJİNİSMUS NEDİR?

0 yorum

Kadınların korkulu rüyası olan vajinismus sadece fiziksel bir problem değil kaygı, saplantı ve kötümserliği de içinde barındırdığı psikolojik bir travmadır. Vajinismus, kadının cinsel ilişkiye girmek (penetrasyon yaşamak) istemesine rağmen, bilinçdışı kontrol edemediği kasılmalar sonucu vajinada yanma hissi oluşması ya da ağrı çekilmesi durumudur. Bu istemsiz kasılmalar, vajina çevresindeki “aşk kasları” adını verdiğimiz pelvik taban kaslarının gerginliğinden kaynaklanmaktadır. Kadın, bu kasılmaları doğrudan kontrol edemez. Hatta bu kasların cinsel ilişkiyi kısıtladığının ya da vajinanın daralmasına neden olduğunun farkında bile olamayabilir. Böyle bir durumda, partnerlerinin bilmesi gereken en önemli şey, cinsel ilişki sırasında bacakların kapanması ve kasılmalar belki de eşi istemsiz itme kadının tamamen iradesi dışında geliştiğidir. Çünkü vajinismusta, başta vajina etrafı olmak üzere tüm vücutta bir kasılma, endişe, korku, titreme, tiksinme ve panik hali olur. Kızlık zarlarının çok kalın ya da vajina girişinin dar olduğunu düşünen bir kadın, psikolojik olarak acı çekmeyi beklemektedir. Bu nedenle kendini savunma ve koruma çabasına girer. Bunun sürekliliği vajinismus teşhisinin konulmasında yeterlidir.
Bazı durumlarda vajinismus, cinsel birleşme sırasında, pek de önemsenmeyen gerginlik hissi ve yanmayla başlayıp daha sonra penis-vajina birlikteliğini engelleyebilecek şiddette ağrılara dönüşebilirken bazı durumlarda ise penis-vajina birlikteliği tamamen zor ve imkânsız olabilir. Aslında vajinismusun diğer adı tamamlanmamış ilişkilerdir. Penisin hiç bir şekilde içeriye girememesi yani vajinanın tamam kapalı olması durumunda, gerginlik hissi en üst seviyeye çıkar ve acı hissi, cinsel birleşme durdurulduğu anda biter.
 
Vajinismus Türleri
Premier (birincil) vajinismus olarak bilinen vajinal kas spazmı nedeniyle, kadının ağrısız cinsel birleşme yaşaması mümkün değildir. Premier vajinismus yaşayan kadınların çoğu hiç cinsel birleşme yaşayamamıştır veya vajinal tampon gibi şeyler kullanamazlar. Birçok çift premier vajinismus nedeniyle cinsel birleşimlerini tamamlayamaz. Bazen de vajinismus, rahatsızlığı keyif veren cinsel ilişkilerden sonra özellikle ileri yaşlarda görülebilmektedir. Sekonder (ikincil) vajinismus olarak bilinen bu durum, genellikle tıbbi durumlarda, travmatik olaylar sonucunda, doğum sonrası ya da yaşam değişimi (menopoz) nedeniyle görülebilmektedir.
 
Vajinismus Tedavi Edilebilir
Nedenleri çeşitlilik gösterse de, vajinismus cinsel işlev bozukluğu %100 tedavi edilebilir. Başarılı bir vajinismus tedavisi çoğu zaman ilaç, hipnoz ya da başka bir karmaşık teknik gerektirmez ve cinsel terapiyle çok kolaylıkla çözümlenebilir. Cinsel terapistin önerdiği programa uyulduğu takdirde, acısız, ağrısız ve keyifli bir cinsel hayata çift ulaşabilir.